• 32.1425
  • 34.8041
  • 40.5087

Tekirdağ Süleymanpaşa Barbaros Mahallesi

Tekirdağ Süleymanpaşa  Barbaros Mahallesi

 Antik Kaynaklardan, M.Ö 6. Yüzyılda, Propontis ( Marmara ) Denizinin kuzey kıyılarında, Samoslu Kolonistlerce kurulmuş Bizanthe adıyla anılan bir kentin varlığı bilinmekteydi. Yine Homeros, Herodot ve Ksenephon'a göre, koloni kentler kurulmadan öncede bölgede yerli halklar yaşamaktaydı.

Bizanthe antik kentinin yeri daha önceleri Tekirdağ'a lokalize edilmişse de, son yıllarda Barbaros'ta bulunan yazıtların Prof. Dr. M. Hamdi SAYAR tarafından okunması ve bölgede yapılan araştırmaların sonucu antik Bizanthe kentinin, Barbaros olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Trakya, M.Ö.514-513 yıllarında Pers Kralı Dareios'un İskit seferi sonrasında Pers egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik, M.Ö.478-477 da Atina'nın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attika-Delos deniz birliği tarafından Perslerin Trakya'dan çıkarılmasına kadar devam etmiştir.

Odrys Kralı Kotys (İ.Ö.384-359) Trakları bir birlik altında toplayarak güçlü bir krallık kurmuştur. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu Kersepleptes'in (İ.Ö.359-341) Makedonya Kralı II.Philip'e yenilmesiyle Trakya toprakları tamamen Makedonya hakimiyetine girer. İskender'in ölümünden sonra Trakya'ya Lysımachos egemen olur.
M.S.19 da Roma imparatoru Tiberius'un Trakya'ya bir vali göndermesiyle başlayan gelişmeler, M.S 46 yılında İmparator Cladius'un Trakya'da Roma eyaletini kurmasıyla sonuçlanmış ve Trakya Bölgesi uzun yıllar Roma hâkimiyetinde kalmıştır.

Antik dönemde küçük bir sahil kenti olan Bizanthe'nin adı sonradan Panion ve Panidos olarak değişmiş, günümüzde ise Barbaros olmuştur. Kendi adına sikke darp etmiştir. Antik yerleşim alanı bugün çoğunlukla yeni belde yerleşmesinin altında kalmış olsa da, belde sahilinde, Mezarlık ve Madenler Mevkilerinde kültürel varlıkların izlerine rastlanmaktadır.

Barbaros Madenler Mevkii, İ.Ö. 5. yüzyılın siyah boyalı, perdahlı karakteristik seramiğinin bolca görüldüğü bir alandır. III. Derece arkeolojik sit alanı olan bu bölgede Tekirdağ Müzesince arkeolojik sondaj kazıları yapılmaktadır.
Barbaros'un hemen batısında mezarlık mevkiinde denize paralel uzanan surlar en az iki evre halinde izlenebilmektedir. Barbaros'ta hala mezarlık olarak kullanılan bu alanın güneyinde, yoğun olarak Roma ve Bizans seramiklerinin görüldüğü sahaya, Kültür ve Turizm Bakanlığının 07.06.2006 gün ve 91024 sayılı ruhsatlarıyla Tekirdağ Müzesi başkanlığında, Trakya Üniversitesi Arkeoloji Ana Bilim Dalının katılımıyla kurtarma kazıları yapma izni verilmiş, kazılar sonucunda bu alanda 13.yüzyıla tarihlenen bir kilisenin varlığı belgelenmişti.

2006 yılında gerçekleştirilen çalışmalarda ayrıca sahil kesiminde görülen surların batıya doğru devamı bulunarak gün yüzüne çıkartılmıştır. Gerek küçük buluntular, gerekse mimari elamanların ışığı etrafında incelenmesi neticesinde bu alanın antik Bizanthe kentinin Geç Roma ve Bizans dönemlerinde yayılım alanı olduğu tespit edilmiştir.

M.S. 395 yılında Bizans İmparatorluğu sınırları içinde kalan Barbaros, 1353 yılında Türklerin Trakya'ya geçmesiyle başlayan süreçte, 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra tamamen Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.

Coğrafi Yapı

 

Coğrafi konum olarak Barbaros Kasabası; Marmara Denizi kıyısına cephesi olan bir sahil kasabasıdır. Tekirdağ ilinin güneyinde kalmaktadır. Mesafe olarak: Süleymanpaşa'ya 8, İstanbul´a 130 ve Edirne iline de 140 km. uzaklıktadır. Kasabaya karayolu ile ulaşım iki şekilde sağlanmaktadır. Süleymanpaşa istikametinden gelirken; çevre yolu kavşağından sola dönülerek, Barbaros - Kumbağ sahil yolunu takip etmek suretiyle kasabaya ulaşılır. Keşan istikametinden geliş ise şu şekildedir. Çevre yolu kavşağından sağa dönülür ve aynı yol takip edilerek kasabaya ulaşılır. Havayolu ile ulaşım için Çorlu veya İstanbul Havalimanları kullanılabilir.

Barbaros Kasabası; Süleymanpaşa, Kumbağ ve Naip Köyü ile çevrilidir. 7 Haziran 1987 tarihinden bu yana belediye ile idare edilmekteyken yeni büyükşehir kanunuyla belediye teşkilatı kaldırılıp mahalleye dönüştürülmüştür.

Hafif dalgalı ve eğimli bir yapısı olan kasaba yerleşime uygundur. Süleymanpaşa-Barbaros ana yolu, yerleşme alanlarını ortadan ikiye ayırmıştır. Yerleşim birimleri toplu dokulu bir görünüm arz eder. Camii, okul gibi binalar, kasabanın merkezini teşkil eden meydan çevresinde toplanmışlardır. Kasabanın temel gelir kaynağı: tarım, hayvancılık, turizm ve ticarettir. Balıkçılık ta önemli bir yer tutmaktadır.

Bir sahil kasabası olan Barbaros, turizm açısından da önem taşımaktadır. Barbaros´un turistik açıdan değer kazanmasında denizin, kasabanın doğal güzelliğinin, temiz havası ve nezih ortamının etkisi büyüktür. Temiz kumsalları ve plajları ile turistlerin dikkatini çeken kasabada nüfus yaz aylarında 20.000 civarını bulmaktadır. Yazın artan talepler, kiralık pansiyon ve özel kuruluşlara ait dinlenme tesisleri ile karşılanmaya çalışılır. Kasaba limanından; Marmara Adası, Avşa Adası, Erdek, Saraylar, Karabiga ve Bandırma´ya feribot seferleri yapılmaktadır.

Doğal güzellikler açısından zengin olan kasabanın başlıca tarihi zenginliklerini de, deniz kıyısındaki tarihi Kral Yolu ve bağlar arasındaki kale kalıntıları oluşturur. Kasabada bir Sağlık Ocağı, bir P.T.T. şubesi, bir Tarım Kredi Kooperatifi, bir İlkokul ve bir Ortaokul bulunmaktadır.

2019 yılı nüfusu 5.028 kişidir.

Asyaport Limanı

Asyaport, Barbaros / Tekirdağ'da 30 ha deniz dolgu alanı üzerinde münhasıran Türkiye'nin en büyük konteyner limanı olarak inşa edilmiştir. Projelendirilmesi Marmara Bölgesi'nin depremselliği ön planda tutularak yapılan limanda, hizmet verecek ekipmanın projelendirilmesi dahil en ileri araştırmalar ve modelleme teknikleri kullanılmıştır.

Asyaport projelerinde; İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi'nin çeşitli uzmanlık alanlarında yaptıkları çalışmalar kullanılmıştır. Buna ilave olarak Belçika'nın Liege ve Gennt Üniversiteleri de çeşitli katkılarda bulunmuşlardır. 20 metreye varan derinliklerde inşa edilen rıhtımlarda 2,18 metre çapındaki çelik boru kazıklar çakılmıştır. Plan, proje ve inşaat sürecinde olduğu kadar işletme aşamasında da çevresel, kültürel ve toplumsal değerlerin korunması için azami çaba gösterilmektedir.

Fotoğraflar

Sayfa toplam 2.144 kez görüntülenmiştir.

Menü